10.SINIF TÜM ETKİNLİKLER
TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR (Yerkabuğunun Ana Maddesi Kayaçlar)
Tortul Kayaçların Oluşum Evreleri:( Ders kitabı sayfa 9daki resim 9–10-11-12 üzerinden gösterilerek açıklanacak.
1-Ayrışma – Daha önce var olan kayaçların hava, su, ısı, basınç etkisiyle fiziksel, mekanik ve kimyasal yollarla aşınması, parçalanması, ufalanması ve dağılması aşamasıdır.
2-Taşınma; Hava, akarsu, dalga ve akıntılar, rüzgâr, buzul etkisiyle yer değiştirme ve bulunulan ilk yerden uzaklaştırılma,
3-Çökelme –tortullaşma, Birikme-depolanma; dış kuvvetler tarafından taşınan maddelerin sulu ve susuz ortamlarda toplanması ve eriyik haldeki maddelerin çökelmesi aşamasıdır.
Sulu ortam: deniz, göl, akarsu, bataklık, haliç, lagün, kıyı, delta. Susuz ortam: çöl, dağ, etek ve yamaçları
4-Taşlaşma; Parçacık ve minerallerin bir bütün olarak bir arada tutulması (çimentolanma, sıkışma, kristalleşme) ( Diyajenez)
Kayaç döngüsü: Yerkabuğunda önceden oluşmuş kayaların belli koşullar ve etkenler altında başka tür kayalara dönüşmesi veya eriyerek mantoya karışması olayına “ Kayaç Döngüsü” adı verilir.
Küçük kayaç döngüsü: Bir kayanın başka bir kayaya döndükten sonra tekrar aynı kayaya dönmesi olayıdır. Örnek: Katılaşım Kaya ----- tortul kaya ----- Katılaşım kaya,
Büyük kayaç döngüsü: Magmanın soğuması ile Katılaşım kayaların oluşması,--- Bunların ayrışıp çökelmesi ile tortul kayalar,---- sıcaklık ve basınç altında değişmesi ile başkalaşım kayalar, --- bunların erimesi ile magma oluşumu ve tekrar soğuyarak Katılaşım kayaların oluşması olayına denir.( Sayfa 13- Şekil 17 açıklanacak)
Levha Hareketlerinin etkisi: Depremler ve Volkanizma, sıcak su kaynakları
Sınıf içi etkinlik:
Ders kitabında sayfa 18- harita 2 nin çizimi, bunun üzerine dünyadaki volkan(Harita–4), deprem kuşaklarının işlenmesi (Harita–3) ve bu kuşaklarının birbiri ile ilişkililerinin yorumlanması ve açıklanması.
Bu haritanın incelenmesinden çıkan sonuçlar;
Gerek deprem hatları, gerekse volkanik alanların ikisinin de levha sınırlarında yoğunlaştığı görülmektedir. Özellikle deprem alanları ile levha sınırları aynen birbiri üzerine oturmaktadır. Volkanik alanlarda genel olarak aynı dağılışa uygun düşmekte, genel olarak ta kavuşan veya ayrılan levhaların sınırlarını takip etmektedir.
Not: Dünya üzerindeki volkanik alanlarla; deprem bölgeleri, fay hatları, genç kıvrım dağları ve sıcak su kaynakları arasında bir paralellik vardır. Bu alanların çoğu Kıta veya levha sınırlarında yer alır. Genç sıradağlar, Volkanlar, volkanik ada yayları, Okyanus ortası sırtları, Büyük trans form faylar, grabenler, sıcak su kaynakları, deprem zonlarının hemen hepsi bu hatlardadır. Sebebi bu alanlarda yer kabuğunun hareket halinde olmasıdır.
Tektonik depremler özellikle son jeolojik devirlerde oluşmuş arazilerde daha çok görülür. Çünkü bu gibi alanlarda yer katmanları henüz tam yerine oturmamıştır ve kırıklarla parçalanmıştır.
Sayfa -20 Etkinlik:
Bazı su kaynakları neden sıcaktır? Sorusu sorularak cevaplar alınacak ve sıcak su kaynaklarının oluşumu açıklanacak.
Sıcak su kaynakları: Bu sular gerek yeryüzünden yeraltına doğru derinlere doğru sızarak inen gerekse de magmadan hâsıl olan (jüvenil) sulardır.
Oluşumları: yer kabuğunun faylarla parçalandığı yerlerde yüzeye yakın sıcak alanlar bulunur. ( Magma Sokulumları) Yüzey suları faylar aracılığı ile sıcak alanlara kadar inerek burada magmanın etkisiyle ısınır ve yine fayları takip ederek yüzeye ulaşması sonucu sıcak su kaynakları oluşur.
Gayzerler ise yeryüzünün fıskiyeleridir. Yerin derinlerinde aşırı ısınan sular buharlaşır ve su buharı basıncı üstlerindeki suları itecek kadar yükselince bu su fışkırma şeklinde dışarı atılır. Fışkırma bir süre sonra basıncın azalması ile durur ve derinlerdeki su buharı basıncı artana kadar kesilir. Basınç artınca tekrar fışkırma oluşur. Bu fışkırma ve durmalar periyodik olarak devam eder.
Not: Gayzerlerin en iyi örnekleri İzlanda ve Yeni Zelanda’da Volkanizma sonrası faaliyet olarak gözlenmektedir.
Çevrenizde sıcak su kaynağı var mı? Varsa nasıl faydalanıyorsunuz? Sorusu yöneltilerek, cevaplar alınacak,
Yaşadığımız bölge ve ilin ülkemizin sıcak su kaynakları yönünden en zengin alanlarından biri olduğu ve Keramet köyü’ndeki ılıca, Yalova Termal Kaplıcaları, Bursa merkezdeki kükürtlü, eski, yeni, Çekirge vb kaplıcaları, İnegöl Oylat, Armutlu kaplıcaları gibi. Örnekler açıklanacak. Bunlardan hem banyo amacıyla, hem hastalıklara şifa amacıyla hem de turizm alanında faydalanıldığı açıklanacak.
Sayfa- 21 Etkinlik:
1-Dünya fay haritası ile sıcak su kaynakları haritası arasındaki ilişki:
İki harita sırasıyla gözlenecek ve arasında sıkı bir bağ olduğu açıklanacak, özellikle sıcak su kaynaklarının fay hatlarında sıralı olduğu belirtilecek ve oluşumları ile fay hatları arasındaki ilişki haritalar ile pekiştirilecek.
2- Dünya siyasi haritasından faydalanılarak dünya sıcak su kaynakları haritasında boş bırakılan alanlar tamamlanacak.
Sayfa 22- Etkinlik: 1- Sayfa 19 da bulunan dünya volkanların dağılışı ile sayfa 21 de bulunan sıcak su kaynakları haritası ilişkilendirilecek, sıcak su kaynaklarının önemli bir kısmının da volkanik alanlar da bulunduğu açıklanacak. Ancak tüm sıcak su kaynaklarının volkanik sahalarla örtüşmediği açıklanacak, bazı sıcak su kaynaklanın volkanik sahalarda olmadığı ve oluşumunu tek başına volkanizma ile açıklanamayacağı belirtilecek.
2- Harita -7 üzerinde sıcak ve soğuk su kaynaklarının işaretlendiği alanlar gözlenecek. A- noktalarındaki su kaynakları kıtaların sabit kısımlarında yer aldığı ve faylanma ve volkanik olayların yoğunlaştığı levha sınırlarından uzakta bulunduğu ve tektonik hareketlerin devam etmediği alanlarda bulunduğu için sularının soğuk olduğu açıklanacak. Buna karşılık, C,D,E noktalarının ise aktif fay hatları ve volkanik olayların yaşandığı levha sınırlarında bulundukları için buralarda sıcak magma etkisiyle ısındıkları açıklanacak.
Sayfa 22- Tablo 7- ve şekil 8 incelenecek ve boşlukları doldurulacak.
Doğadaki Üç Unsur: Su Kaynakları,
Sayfa 28- Hazırlık Çalışmaları:
1- Çevrenizde hangi su kaynakları bulunmaktadır?
Denizler, Göller, Akarsular, Yeraltı Suları ve Kaynaklar bulunmaktadır.
2- Yeryüzündeki başlıca su kaynakları nelerdir? Bunlardan çevrenizde bulunanlar hangileridir?
Yeryüzünde Okyanuslar ve Denizler, Göller, Barajlar, Akarsular, Yeraltı Suları ve Kaynaklar bulunmaktadır. Ancak yakın çevremizde bunlardan okyanuslar bulunmamaktadır.
Sayfa 28-Etkinlik:1- Su kaynaklarının hepsi birbiri ile yakın bir ilişki içinde olup, su döngüsü ile birbirine bağlıdır. Su döngüsü ile birbirlerini beslemektedirler.
2- Okyanus ve denizler ile bazı göllerde acı su veya tuzlu su olarak, akarsu ve göllerin bazıları ile yeraltı sularının genelinde tatlı su olarak, ayrıca kutup bölgelerinde ve yüksek dağ zirvelerinde katı su ( buz) olarak, Atmosferde ise su buharı( Gaz) olarak bulunmaktadır.
3- Dünyadaki yeraltı ve yer üstü su kaynakları su kaynakları kavram haritası:
Yeraltı suları ve kaynaklar
|
Sayfa 29- Etkinlik: Dünyada suların dağılımı grafikleri ve tatlı su dağılım haritaları incelenecek;
Not: Dünyada sular alan ve kütle olarak fazla olmasına karşı insanın kullanabileceği tatlı su miktarı oldukça azdır. Yeryüzündeki su kaynaklarının % 97 denizlerin ve okyanusların tuzlu sularından oluşur. Su kaynaklarının % 3’i kadarı tatlıdır. Tatlı suların %68 den fazlası buzullar ve buzul dağlarında bulunur.%31,4 ü yeraltı sularında % 0,3 ü ise yüzey sularıdır. Yüzey sularının da %87 si göllerde, % 11’i ,% 2’si nehirlerde bulunmaktadır.
Ancak insanlar tarafından kullanılan sular kimyasal maddeler, fabrika atıkları, nükleer atıklar, tarım ilaçları, yapay gübreler vb. unsurlarla kirletilirler. Kirletilen bu sular yağışlarla yeraltı suyu ve içme sularına karışır. Doğal döngü içinde de yeterince temizlenemez ve canlılar için büyük bir tehlike oluşturmaktadır.
1- Yeryüzünde su kaynakları dengesiz bir şekilde dağılmıştır. Özellikle de tatlı su miktarı oldukça düşüktür.
2- Yeryüzünde en fazla suya sahip kaynak okyanuslardır.
3- Yeryüzünde en fazla tatlı suya sahip alanlar: Kuzey Amerika Özellikle kanada, Orta ve Güney Amerika, Avrupa’nın kuzey i ve yer yer batı kesimleri, Asya’nın kuzeyi özellikle Sibirya, Asya’nın güneyi ve güneyindeki ekvatoral yağışa sahip adalar ( Endonezya, Malezya, Filipinler vb.), Avustralya kıtaları tatlı suların en fazla olduğu sahalardır.
Yeryüzünde en az tatlı suya sahip alanlar: Tatlı su kaynağı az olan yerler özellikle dönenceler çevrelerinde yer alan çöl alanlarıdır. Özellikle Kuzey Afrika( Büyük Sahra), Afrika’nın Doğu ve güney kısımları( Kenya, Güney Afrika ( Kalahari Çölü),Zimbapve,) Asya’da Arabistan çöl bölgesi, Pakistan, Avrupa’da Polonya çevresi kişi başına tatlı miktarının en az olduğun yerlerdir.
4-Yeryüzündeki tatlı su kaynakları giderek azalmaktadır. Gerek iklim şartlarında meydana gelen değişmeler, gerekse insanoğlunun doğal dengeyi bozması ve çölleşme, ayrıca her geçen gün artan aşırı nüfus ve artan tatlı su ihtiyacı, gerekse de çevre kirlenmesinin her geçen gün hızla artması tatlı suları azalmakta ve ihtiyacında sürekli artması tatlı su kaynaklarının tükenmekte olduğunu göstermektedir.
Örnek: Ülkemizde kişi başına yıllık yenilenebilir tatlı su miktarı sürekli düşmektedir. 1955 ‘ de 8503 metreküp, 1990 ‘da 3026 metreküp, 2025 ‘de 2186 metreküp olacağı tahmin edilmektedir.
Sayfa: 30 – etkinlik:
1- Dünyada kara ve denizlerin oranları: Dünya alanının % 71 lik kısmını kaplarlar. ( 361 milyon km² si deniz ve okyanus, 149 milyon km² si karadır. ) Tek başına büyük okyanus tüm karalardan fazladır.
2- Okyanusların büyüklüğe göre sıralanışı: 1- Büyük Okyanus: 180 milyon km² ( % 50), 2- Atlas Okyanusu: 106 milyon km² ( %29), 3- Hint Okyanusu: 75 milyon km² ( %21) alana sahiptir.
3- Okyanus isimleri sayfa 30- harita 2- üzerine yerleştirilecek.
4- Büyük Okyanus: Kuzey ve Güney Amerika, Antarktika, Asya, Avustralya,
Atlas Okyanusu: Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Antarktika
Hint Okyanusu: Afrika, Asya, Antarktika, Avustralya,
5-Okyanuslar en çok Güney Yarımkürede yer almaktadır.( % 81 deniz ve okyanus, %19 ‘u kara), Kuzey Yarımkürede ise (% 61 deniz ve okyanus, %39 ‘u kara) okyanuslar oran olarak fazla olmasına rağmen karalar güney yarımküreden daha fazladır.
Sayfa–31 de yer alan performans ödevi öğrencilere verilerek göller konusuna geçilecek.
Sayfa- 36- Etkinlik çalışması:
1- Yeraltı sularını besleyen kaynaklar: 1-Yağışlar, 2-Akarsular ve göller, 3-Eriyen kar ve buz sularıdır.
2- Yeraltı suları kayaların çatlaklarından veya tabakaların yamaç, vadi, faylar tarafından kesildiği yerlerden, ya da çeşitli şekillerde insanların açtığı kuyulardan yeryüzüne çıkar. Yeraltı sularının kendiliğinden yüzeye çıktığı yerlere de “kaynak” ( Göze, eşme, memba, pınar)denir.
3- Kaynak sularının kalitesi, suyun geldiği yerdeki kayanın kimyasal özelliğine bağlıdır. Silisli kayalardan çıkan kaynak suları, çözünmüş kireç içermediği için içme suyu olarak kullanılmaya uygundur. (Örneğin Uludağ, İzmir, Tokat, Niksar olduğu gibi). Kireçli arazilerden çıkan kaynak suları kireçli, jipsli arazilerden çıkan kaynak suları acı olduğu için içme suyu olarak kullanılmaya elverişli değildir.
4-Yakın çevremizde artezyen kaynaklar, yamaç, tabaka ve vadi kaynakları ile fay kaynakları bulunmaktadır. Artezyen kuyularından çekilen sularla içme ve tarımda sulamada, fay kaynaklarından sağlık ve turizmde, diğerlerinden ise içme ve kullanmada faydalanılmaktadır.
5- Yeraltı sularının önemi: 1- İçme ve kullanma suyu temininde, 2- Yarı kurak ülkemizde yaz kuraklığında tarım alanlarının sulanması, 3- Sağlık ve turizm açısından önemli yeri vardır. 4- Kültür balıkçılığı ve son yıllarda paketlenip ihracatta önemli yer tutar.
Doğadaki Üç Unsur: Toprak Oluşumu ( Toprağın Hikâyesi)
Sayfa- 38- Hazırlık çalışmaları.
1- Yeryüzünde farklı renklerde toprakların bulunmasının nedenleri?
Bunun en büyük nedeni iklim şartlarıdır. Çünkü farklı iklim şartlarında farklı sıcaklık ve yağış şartları vardır. Bitki örtüleri ve toprağa verdikleri organik madde miktarları da farklıdır.
Genel olarak bitki örtülerinin gür olduğu bölgelerde bitki kalıntıları toprağa karışarak koyu renk almasına yol açmaktadır. Buna karşılık bitki örtüsünce fakir alanlarda humus miktarı az olan sahalarda toprak açık renkli olmaktadır.
Soğuk ve nemli bölgelerde bitki örtülerinin kalıntıları sıcaklık yetersiz olduğu için ayrışamamakta ve toprağın üst kısmında organik madde katı olarak birikip koyu renkli toprakları oluşturmaktadır.
Ayrıca sıcak ve yağışlı bölgelerde toprak aşırı şekilde yıkanmaktadır. Buda bitki kalıntılarını götürmektedir ve rengi açmaktadır. Bundan başka bir olayda sıcak kuşak alanlarında toprak içinde bulunan demir ve alüminyum elementler oksitlenerek toprakların kızıl renk almasına yol açmaktadır.
Ana kayanın farklı yapılarda olması da üzerinde oluşan topraklara damgasını vurabilmektedir. Özellikle bu durum kurak ve yarı kurak bölgelerde daha etkili olabilmektedir.
2- 1 cm. kalınlıkta bir toprak oluşabilmesi için ne kadar süre geçmesi gereklidir?
Toprak oluşumu oldukça uzun bir süreçtir. 1 cm. kalınlıkta toprak için yüzlerce yıl geçmesi gerekir ( 200- 1000 yıl arası). Ana kayanın ayrışması, ayrışan bu kısma canlıların yerleşmesi, canlıların kalıntılarının humusa dönüşmesi, toprağa başka maddelerin katılması ve toprakta yıkanma –birikme olaylarının oluşup toprak katmanlarının meydana geldiği olgun bir toprak profiline ulaşmak için yüzlerce yıllık süreye ihtiyaç vardır. Ayrıca bunda yaşanan şartlar ( İklim, arazi, ana kaya yapısı) uygun değilse bu süre binlerce yıla kadar uzayabilmektedir.
Sayfa: 39- Ders içi etkinlik:
1-Soğuk bardak içine sıcak su doldurulduğunda bardak çatlar. Neden?
Sıcaklık farkının fazla olması ve sıcaklığın ani değişmesi sonucu genleşme için yeterli vakti olmaması sonucu bardak çatlar.
2- Aynı olaylar kayaçlar üzerinde nasıl etkili olabilmektedir?
Aynı olaylar kayaçlar üzerinde farklı etkiye sahip olabilmektedir. Çünkü kayaçların yapıları, kimyasal dokuları ve aşınmaya karşı dirençleri ve içerisindeki mineral yapıları farklıdır. Bazı kayalar kimyasal özelliklerinden dolayı sıcaklık ve suyla eriyebilmektedir. Bazıları ise eriyememektedir.
Bazı kayaların aşınmaya karşı direnci düşük olup ( Kumtaşı kil taşı, marn gibi) kolay parçalanmaktadır. Bazı kayalarda aşınmaya karşı dirençli olup ( Granit, mermer vb) ayrışması çok uzun sürebilmektedir.
Bazı kayaların yapıları çok silisli olup bunlar ayrıştığında bitki besin maddesi az olmakta( granit), bazıları ise besin maddesi yönünden zengin olmakta( bazalt, Volkanik tüf) buda bitkilerin yerleşmesi, organik madde oluşumu ve toprak gelişimini yakından etkileyebilmektedir.
3-Fizikse parçalanma etkili olmuştur. Burada iklimin sıcaklık etkisi kendini göstermiştir. Bu bölgede sıcaklık faklarının fazla olması bu tür çözülmeye yol açmaktadır.
4- Şekerin ve tuzun suda çözünmesi fiziksel çözülmeye örnektir.
Sayfa- 40- etkinlik:
1-Grafiklerden birincisi- yıllık yağış miktarı çok, kurak mevsim yok, azami yağışlar sonbahar aylarında, yıllık sıcaklık farkları azdır. Kışları ılık ve yazları fazla sıcak değildir. Bu özelliği ile Karadeniz İklimi ( Ilıman Okyanusal) grafiğidir.
İkinci grafikte yıllık yağış miktarı oldukça az, yaz ayları kuraklık var, azami yağışlar ilkbahar aylarında, yıllık sıcaklık farkları oldukça fazla, kışları sıcaklıklar oldukça az, yazları ise sıcaklık fazladır. Bu özelliği ile Karasal iklim (Orta Kuşak Step) grafiğidir.
2- Bun bölgelerde toprak oluşumu etkileyen en önemli faktörler iklim, bitki örtüsüdür.
3- Toprak oluşumunu etkileyen faktörlerde üzerinde ayrıntılı açıklama yapılacaktır.
4-Birinci bölge Karadeniz ikliminde kimyasal ayrışma n plandadır. Çünkü burada yıllık sıcaklık farkları az, ayrıca yıl boyu bol yağış vardır.
İkici bölgede fiziksel ayrışma fazladır. Çünkü yıllık sıcaklık farkları fazladır. Yağış azdır ve yıla eşit dağılmamıştır.
Sayfa – 41- Etkinlik: 1-A bölgesi eğimli ve ayrışan iri parçalar bitki ve canlılar tarafından yeterince ufalanamadan taşınmaktadır. B bölgesinde ise arazi düz toprak sabit taşınamamakta, canlı ve bitkiler daha fazla ayrıştırmakta ve ince malzemelerden oluşmaktadır.
2- A bölgesinde eğim fazla ayrışma yeterince olamamakta, bitkilerin tutunması zor olmakta, B bölgesi ise düz bir yapıda ayrışan malzeme taşınmamakta yerinde kalmakta ve daha kalın kalmaktadır.
3- A bölgesi daha yüksek ve nem azdır. A bölgesinde günlük sıcaklık farkları fazladır.
Sayfa- 42- Etkinlik: 1- Toprağın üst kısmında organik madde olmasından dolayı.
2-A katmanı, Çünkü burası besin maddesi yönünden zengin, bitkilere zararlı olabilecek tuz kireç vb. maddelerce yıkanmış, geçirgen kısımdır.
3- Çünkü bu derinlerden çıkmakta ve toprağın alt katlarından oluşmaktadır. Bu topraklar organik ve besin maddesince fakir ve üstten yıkanan zararlı maddelerin biriktiği kısımlardır.
Doğadaki Üç Unsur: Toprak Türleri
Etkinlik Çalışması: 1-
İklim Bölgesi
|
Bitki örtüsü
|
Toprak tipi
|
Ekvatoral iklim
|
Ekvatoral ormanlar
|
Laterit
|
Akdeniz İklimi
|
Maki
|
Terra Rossa
|
Nemli serin ( Ilıman Karasal)
|
İğne yapraklı orman( Tayga)
|
Podzol
|
Tundra
|
Tundra bitkileri
|
Tundra toprakları
|
Yarı kurak ( Karasal –Step)
|
Bozkır
|
Kahverengi ve kestane renkli top.
|
Okyanusal İklim
|
Geniş yapraklı ormanlar
|
Kahverengi orman toprakları
|
Çöl İklimi
|
Çöl bitkileri
|
Çöl toprakları
|
Karasal- yarı nemli ( serin)
|
Çayır
|
Çernezyom
|
(Doğadaki Üç Unsur) Bitkilerin Özellikleri ve Sınıflandırılması
Etkinlik- Dünyada bitki örtülerinin dağılışı haritasının incelenerek aşağıdaki soruları cevaplanması istenecek.
1-Akdeniz kıyılarında yetişen maki bitkileri niçin Avustralya’da ve Güney Afrika’da Kap bölgesinde yetişmektedir?
— Bu alanların ortak özelliği dünyada 30–40 enlemleri arasında görülen, yazı kurak karakterli yarı kurak Akdeniz ikliminin görüldüğü alanlardır. Maki bitkileri bu iklime uymuş ve bu iklimin karakteristik bitkileridir. Dolayısıyla buralarda aynı iklim şartlarının görülmesi asıl nedendir.
2- Dönenceler çevresinde bitki örtüleri neden çok seyrektir?
— Dönenceler çevresi özellikle 30 º kuzey ve güney enlemleri çevresi dünyamızda sürekli yüksek basınç sahalarıdır. Bu özellikten dolayı havanın sürekli alçalıcı özellikte ve uzaklaşıcı karakterde olması nemli havaların girmesine cephe oluşumuna engel olmakta ve buralarda yeryüzünün en kurak alanları olan sıcak çölleri oluşturmuştur. Çöl bölgeleri su yokluğu ve sıcaklık şartlarından dolayı bitki örtüsünün çok seyrek olduğu alanlardır.
3-Dünya bitki dağılışı haritasına bakarak yeryüzünde en çok yağış alan yerler nerelerdir? Belirleyiniz.
Ekvatoral Bölge: Yıl boyunca ısınmanın fazla olması nedeniyle yükselim yağışları görülür. Bu bölgede karşılaşan kuzey ve güney alizeleri de yükselim yağışlarına yol açar. Her mevsim yağışlı olan ekvatoral bölgede, Mart ve Eylül aylarında yağış miktarı artar. Yıllık yağış toplamı 2000 mm civarındadır.
Güney Amerika’da Amazon Havzası’nda, Afrika’da Kongo Havzası’nda ve Gine Körfezi kıyılarında, Asya’da Endonezya Adaları’nda görülür.
Muson Asyası: Yaz musonlarının etkisiyle yaz aylarında bol yağış alır. Yağışlar, yamaç yağışı şeklindedir. Kış ayları genellikle kurak geçer. Yıllık yağış miktarı 2000 mm. nin üstündedir.
Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya kıyılarında, Madagaskar’ın doğusunda, Avustralya’nın kuzeydoğusunda,
Kuzey Amerika’nın güneydoğu kıyılarında görülür.
Orta Kuşak Karaların Batı Kıyıları: Her mevsimin yağışlı olduğu bölgelerdir. Kış yağışlarının nedeni gezici alçak basınç ve buna bağlı cephe sistemleridir. Dağlık kıyılarda yer şekilleri yağış miktarını artırıcı etki yapar. Ayrıca bu kıyılar batı rüzgârları ve sıcak su akıntılarının etkisi altıdadır.
Kuzey Amerika’nın batı ve güneydoğu kıyılarında, Güney Amerika’nın güneybatı kıyılarında, Batı Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında, Yeni Zelanda’da, Afrika’nın güneyinde, Avustralya’nın doğusunda, Tasmanya’da görülür.
Kuzey Amerika Kıtası’nın doğu kıyısında tropikal siklonlar nedeniyle çok yağış görülür.
Doğadaki Üç Unsur) Bitkilerin Dağılışı
YERYÜZÜNDEKİ BİTKİ FORMASYONLARI
|
1- EKVATORAL YAĞMUR ORMANLARI
|
3-ORTA KUŞAK KARIŞIK
ORMANLAR
|
4-ORTA KUŞAK İĞNE YAPRAKLI ( TAYGA)
|
|
|
|
|
Ø Sıcaklık ve nem koşullarından dolayı sık ormanlar gelişmiştir ve ormanlar her zaman yeşildir. Orman ağaçları çok gürdür(50–60 m). Balta girmemiş ormanlar olarak adlandırılır.
Ø İklime uyum sağlamak için terleme yüzeyleri geniş ve gözeneklidir.
|
Ø Ekvatorun 10 kuzey 10 güney enlemleri arasında 1000m kadar yükseltiye kadar etkilidir.
Ø Güney Amerika’da Amazon Havzası’nda ( Berzilya),
Ø Afrika’da Kongo Havzası’nda ve Gine Körfezi kıyılarında,
Ø Güney Doğu Asya Adaları (Endonezya ) belirgin olarak görüldüğü yerlerdir. Malezya, Endonezya, Filipinler, Papua Yeni Gine’de etkilidir.
Ø Avustralya’nın kuzeyinde görülür.
|
|
Ø Muson iklim bölgesinde bulunan ormanlardır. Bunlar Ekvatoral ormanlar gibi gür ve sık ormanlardır. Ancak içinde yer alan tür sayısı bakımından ekvatoral ormanlardan fakirdir.
Ø Yıllık yağış miktarı 2000 mm civarındadır. Yaz ayları yağışlı, kış ayları kurak geçer. Yıllık yağışın % 85 ‘i yaz aylarında olduğu için yazın yeşil, kışın yaprak döken ormanlardır.
Ø Muson ormanlarının ağacı teak ağacıdır.
|
Ø Kuzey Amerika’nın güneydoğu kıyılarında görülür.
|
|
|
Ø Batı Rüzgârları sebebiyle Ilıman Kuşak karalarının batısında görülür. Batı Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında,
Ø Yurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir.
Ø Kuzey Amerika’nın batı ve güneydoğu kıyılarında, Güney Amerika’nın güneybatı kıyılarında,
Ø Avustralya’nın doğusunda, Yeni Zelanda’da,
Ø Afrika’nın güneyinde,
|
|
|
Ø Yurdumuzda ise Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum –Kars Bölümünde görülür.
|
|
|
Ø Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler ( Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.),
Ø Avustralya’nın güneybatısı,
Ø Güney Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi,
Ø Şili’nin orta kesimleri,
Ø Kuzey Amerika’da Kaliforniya çevresinde etkilidir.
|
|
Ø Tropikal iklim bölgesinin bitki örtüsüdür.
Ø Savanlar uzun süre yeşil kalan, gür ve uzun boylu ot topluluklarıdır.
Ø Savan bitki örtüsü içinde ağaçlar ve ağaç kümeleri görülür. Genelde buralarda ki ağaçlar kurakçıl veya kuraklığa dayanıklı türlerdir.
Ø Akarsu boylarında ise galeri ormanları görülür. Galeri Ormanları: Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50–100 m genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir galeri şeklinde kapatmasıdır.
|
Ø Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında görülür (10–20° kuzey ve güney enlemleri arasında görülür)
Ø Güney ve Orta Afrika, (Sahra Çölü ile Ekvatoral Afrika arasında) Sudan,
Ø Güney Amerika‘da Brezilya’da, Venezüella, Kolombiya, Peru ve Bolivya’da etkilidir.
Ø Orta Amerika
Ø Kuzey Avustralya’da,
Ø Madagaskar’ın batısında görülür.
|
|
Ø Bitki örtüsü ilkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz başlarında kuruyan küçük boylu ot topluluğudur. Buna step (bozkır) bitki örtüsü denir. Steplere Kuzey Amerika’da preri, Güney Amerika’da pampa adı verilir.
Ø Bozkır bitki örtüsü içinde geven, deve dikeni, gelincik, çoban yastığı gibi bitkiler yer almaktadır.
|
Ø Yurdumuzda ise Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum –Kars Bölümünde görülür.
|
|
|
Ayrıca soğuk karasal iklimde yazı yağışlı alanlarda yağışın nispeten az olduğu sahalarda, ABD’nin KD. Kanada’da, Kuzey Çin’de, Rusya’da,
Orta Sibirya’da görülür.
|
|
Ø Tundra iklim bölgesinde düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar, otlar ve yosunlardan oluşan bitki topluluğudur.
Ø Yıllık yağış miktarı 200–250 mm civarındadır. Kışlar çok soğuk ve uzun geçer. Toprak kış aylarında donmuş haldedir. Yaz aylarında toprağın üst kısımlarında çözülmeler görülür ve oluşan bataklıklarda tundra adı verilen sezonluk ot ve çayır türü bitkiler yetişir.
|
|
|
Ø Kum örtüleri altında veya kayalıklardan oluşan bu bölgelerde yıllık yağışlar yok denecek kadar azdır. ( 200 mm nin altında)
Ø Buralarda bitkiler çok seyrektir. Kuraklığa uyum sağlamış olan kurakçıl kaktüsler, otlar ve çalılardan oluşur.
Ø Bu bölgelerde kuraklığa en iyi uyum sağlamış bitkiler, gövdesinde çok miktarda su biriktirebilen kaktüslerdir. Üzerlerindeki küçük dikenler, bitkinin ısı kaybını azaltmaktadır.
Ø Ayrıca yeraltı sularının yüzeye çıktığı yerlerde vahalar oluşmuştur.
|
Ø Afrika’nın kuzeyi (Büyük sahra), Kalahari, Namib çölleri, Afrika’nın güney batısındaki Namib ve Kalahari çölleri,
Ø Ortadoğu’da Necef Çölü, Suriye çölü, Arabistan yarım adası, Basra körfezi çevresi,
Ø Hindistan’ın kuzeybatısı (Tar çölü),
Ø Orta Asya’da Gobi, Taklamakan, Kara kum, Kızıl kum Çölleri,
Ø Avustralya’nın iç kısımları ve batısı, Gobbon ve Gibson, Büyük kum, Victoria çölleri
|